🦖 Kalp Zarı Sıvı Birikmesi Bitkisel Tedavisi
Gerekli bilgilendirme de yapılmamıştı. Akciğer de Sıvı Birikmesi. Tabi her ameliyat olan kişilerde akciğerde su olacak diye bir durum yok, bunun genellikle %5-10 arası görüldüğü söyleniyor ama diğer kalan kısımda da hemen olmasa bile ilerleyen zaman da vücutta fazla su birikmesi olduğu bilgisi veriliyor. Açık kalp
Ayrıca Akciğer su toplaması bitkisel tedavisinde ilaç olarak kullanılan diğer bitkiler ise, kahve, kekik, çam fıstığı, kantaron, acı badem, kakule gibi bitkilerdir. Akciğerde su toplaması bitkisel tedavisi; bahsettiğimiz bitkisel tedavi yöntemleri sayesinde ve doktorunuzun vereceği ilaçlar sayesinde kısa sürede oluşan
Kontrollerindekalbinin etrafında sorun kalmadığı gözlendi. 44 yaşındaki hastanın günlük işlerini yaparken şikayeti de kalmadı." Hastaneden yapılan açıklamada, Prof. Dr. Ahmet Akgül ve ekibinin, kalp robotu kullanarak yaptıkları bu ameliyatla dünyada bir ilki gerçekleştirdiği belirtildi." YouTube.
jbTw. Sık görülen grip türlerinde kalp tutulumu az gözlenirken, Coxsackie gibi daha nadir görülen virüs tipleri ise kalbe yerleşebiliyor. Grip virüsünün tipine göre kalp tutulumu değişkenlik gösteriyor. Kalpte tutulan temel bölge kalp zarı olurken, daha az sıklıkta kalp kasları da grip virüsünden etkileniyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut kalp gribinin en sık 20-50 yaş arasındaki erkeklerde ortaya çıktığını belirterek sözlerine şöyle devam ediyor "Bunun nedeni, kalp damar hastalıklarının erkeklerde daha sık gelişmesi ve erkek kalbinin bu hastalıklara karşı daha duyarlı olması. Ayrıca erkeklerin daha çok iş hayatı içinde yer almaları, daha çok seyahat etmeleri ve kalabalık ortamlarda daha sık bulunmaları da kalp gribine yakalanmada diğer risk faktörlerini oluşturuyor. Kalp gribi özellikle gençlerde görülen kalp yetersizliğinin önemli sebeplerinden biri olduğu için tekrarlayan ataklar bu tabloyu kötüleştiriyor. Vücut direnci düşük, romatizmal ya da kanser hastalığı gelişen kişilerde de grip virüsünün kalbi etkileme riski yükseliyor" GRİP SONRASINDA GELİŞEN BU BELİRTİLERE DİKKAT Kalp gribinde boğaz ağrısı, halsizlik ve kırıklık gibi genel grip belirtileri zamanla yerini batıcı özelliğe sahip göğüs ağrısı, çarpıntı ile nefes darlığına bırakıyor. Kalp gribine bağlı göğüs ağrılarında ağrının şiddeti genellikle soluk alma ve sırt üstü yatmada artış gösteriyor. Kalbe bağlı bu belirtiler sıklıkla boğaz şikayetlerinden sonraki 10 gün içerisinde ortaya çıkıyor. Boğaz şikayetleri hafif atlatılsa bile kalp tutulumu gelişebiliyor. Grip genellikle kalp zarına yerleşiyor ve zardan sıvı üretimini arttırarak kalp çevresinde sıvı birikmesine yol açıyor. Kalp kasına yayılan grip durumlarında şiddetli nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü ve akciğerde sıvı toplanması gibi sorunlar gelişiyor. Daha nadir durumlarda kalp kası da olaya katılıyor ve kalp yetersizliği oluşabiliyor. Erişkinlerde gözlenen kalp büyümesi ve kalp yetersizliğinin sebeplerinden biri de tekrarlayan ve kalbi tutan grip hastalığı oluyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut kalbi tutan gripte belirtiler normal grip hastalığı gibi genel yakınmalarla seyrettiği için şüpheci yaklaşımla tanının daha rahat konulabildiğini belirtiyor. Kalp muayenesi EKG elektrokardiyografi, Eko ekokardiyografi, kan ve akciğer tetkikleri ile kesin teşhis sağlanabiliyor. "KALP GRİBİ" TEKRARLAR MI? Doç. Dr. Ahmet Karabulut kalp gribinin tekrarlayabileceğine işaret ediyor. Grip sonrasında kalp tutulumu gelişen kişilerin bu duruma tekrar yakalanma riskleri daha yüksek oluyor. Öyle ki bu kişilerin yaklaşık yüzde 15-30'unda hastalık yeniden ortaya çıkıyor. Doç. Dr. Ahmet Karabulut tekrarlayan kalp gribi ataklarının kalp zarında kalınlaşma ve kalp kasında incelmeye yol açıp zamanla kalp yetersizliği gelişimine zemin hazırlayabildiği uyarısında bulanarak şu bilgileri veriyor "Grip aşısının kalp gribini önlemedeki rolü henüz belli değil. Kalbi tutan nadir virüs çeşitlerinin çoğu standart grip aşılarında mevcut olmuyor. Bu nadir virüsler için aşı geliştirme çalışmaları günümüzde devam ediyor. Bu nedenle kalp gribi ataklarının önüne geçmek için gribe yakalanmayı önleyici tedbirlerin alınması çok önemli. Gripli hastalarla doğrudan temastan kaçınılması, tokalaşma, sarılma ve öpüşme gibi grip virüsünün geçişini kolaylaştıracak davranışların yapılmaması, ayrıca çok kalabalık yerlerde maske kullanımı gibi önlemler gribe yakalanma riskini azaltıyor. Ek olarak vücut direncini arttıran, vücudun vitamin ihtiyacını karşılayan sağlıklı beslenme tarzı da gribe karşı direnç sağlıyor" DESTEK TEDAVİ ÇOK ÖNEMLİ "Çoğu grip vakasında olduğu gibi kalp gribinde de destekleyici tedavi şart" diyen Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut "Özellikle kalp zarından sıvı salınımı mevcutsa iltihap baskılayıcı ilaç tedavisi uygulanıyor. İnfluenza gibi bazı virüs tiplerinde spesifik ilaç tedavisi mevcut. Kalp kasına yayılım varsa ritim düzenleyici ve kan sulandırıcı ilaçlar verilebiliyor. Kalp yetersizliği gelişen nadir durumlarda hastalar yoğun bakımda tedavi ediliyor. Ancak temel tedavi yine de istirahat ve vücudun direncini arttıracak olan besinleri düzenli tüketmek oluyor" Grip virüsü inatçı ateşle karşımızda Grip savar "kelle paça"
KALP ZARI HASTALIKLARI Perikart kalp zarı kalbi göğüs kafesi içinde sabit tutar, enfeksiyonlardan korur ve kalp zarı aralığında bulunan çok az miktardaki sıvı sayesinde kalbin hareketini kolaylaştırır. Kalp zarı hastalıkları, tek başına ya da tüm vücudu etkileyen hastalıklarla birlikte görülebilir. Akut yani ani gelişen veya kronik yani uzun süreli kalp zarı hastalığı, kalp zarının içindeki boşlukta aşırı sıvı toplanması, kalbin işlevini engelleyecek kalp sıkışması, kalp zarının sertleşmesi, nadir olarak da doğuştan kalp zarı bozukluğu ve kalp zarı kitleleri gibi çok geniş bir hastalık grubu ile karşımıza çıkabilir. AKUT PERİKARDİT Ani Gelişen Kalp Zarı Hastalığı Göğüs ağrısı ile acil servise başvuran hastaların %5'ini kalp zarı hastalığı olanlar oluşturur. Fakat birçok kalp zarı hastasının ayaktan tedavi edildiği, birçok hastanın da hastaneye başvurmadan atak geçirdiği bilinmektedir. Ani gelişen kalp zarı hastalığı 16-25 yaş erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülmekte olup, hastane içi ölüm oranı %1,1 olup, bu oran yaşla ve ek hastalıklarla birlikte artabilir. İlk akut kalp zarı atağından sonra hastaların %30'unda 18 ay içinde tekrar eden atak görülebilir. Kalp zarı hastalıkları, enfeksiyonlara ve enfeksiyon dışı sebeplere bağlı olarak gelişebilir. Gelişmiş ülkelerde virüslerin neden olduğu enfeksiyonlar, daha sık görülen gelişmekte olan ülkelerde ve insan immün yetmezlik virüsu HIV yani AİDS enfeksiyonu geçirenlerde ise Mikobakterium tüberkülozis en sık neden olan mikroptur. Enfekiyon dışı sebeplerin başında ise otoimmün hastalıklar ve sıçrayan tümörler gelir. AKUT PERİKARDİT HASTALIĞIN TANISI NASIL KONULUR? Kalp zarı hastalığı tanısı için hastaların şikayetleri dinlenir, fizik muayene bulgularına bakılır, hastadan kalp elektrokardiyografisi EKG çekilir, hasta kanında iltihap belirteçleri bakılır, hastaya göğüs için bilgisayarlı tomografi BT ve manyetik rezonans MR gibi görüntüleme yöntemleri kullanılır. Hastalarda görülen en sık şikayet göğüs ağrısıdır. Bu şikayet çok ilginçtir çünkü hastanın göğüs ağrısının şiddeti oturur pozisyonda azalırken, yatar pozisyonda ve derin nefes almakla artış gösterir. Hastaların %33'ünden daha azında fizik muayenede kalp zarı sürtünme sesi duyulabilir. Hasta kanında iltihap belirteçlerinde artış gözlenir. Kalp zarı hastalığı bulunanlarda ayrıca altta yatan sebeple veya tüm vücudu etkileyen hastalıklarla ilişkili şikayet ve bulgular da görülebilir. Akut perikardit nedir? Perikard yani kalbin etrafındaki zarın iltihaplanması ve bu durumun en geç 3 ay içinde iz bırakmadan iyileşmesidir. Kronik perikardit nedir? Şikayetlerin 3 aydan fazla sürmesi ve arada bir tekrarlamasıdır. TEDAVİ Eğer perikardit yapan özel bir hastalık yoksa hastaların, hastaneye yatmaları gerekmez. Tedavisi düzenlenip, 1 hafta sonra tedaviye yanıtın değerlendirilmesi ile ayaktan takip edilebilir. Hastanın hastanede yatmasını gerektirecek nedenler - Yüksek ateş >38 °C, - >20 mm kalp zarı sıvı birikimi, - Şiddetli kalp sıkışması varlığı, - 7 gün içinde steroid içermeyen mikropsuz iltihabı baskılayan ilaç tedavisine yanıtsızlık. Ayrıca tüm kalp zarı hastalarına, şikayetler, EKG, ekokardiyografi EKO ve iltihap belirteçleri düzelene kadar, atletlerde ise bulgulardan bağımsız olarak en az 3 ay istirahat ve efor kısıtlaması önerilmiş, özel sebep tespit edilen hastalarda altta yatan nedene yönelik tedavi uygulanması tavsiye edilmiştir. Ani gelişen, viral yani virüslere bağlı kalp zarı hastalığının güncel tedavisinde steroid içermeyen mikropsuz iltihabı baskılayan ilaçlar ve aspirin ilk seçenek tedavi olarak önerilmiştir. Kolşisin birçok çalışmada başarılı olduğunun ve tekrarlamaları önlemedeki katkısının gösterilmesi nedeniyle yararlı bir ilaçtır. Kolşisin 3 ay boyunca yükleme yapılmaksızın 70 kg'dan az olan hastalarda günde 0,5 mg 70 kg'dan fazla olan hastalarda ise günde iki kez 0,5 mg olarak önerilmiştir. Kolşisinin azaltılarak kesilmesi zorunlu değildir, ancak hastalardakişikayetlerin tekrarı ve tekrarlamaların önlenmesi için azaltılarak kesilebilir. Daha önce bağ doku hastalıkları, otoreaktif ve böbrek yetmezliği gibi diğer sağlık sorunlarında üremik perikardit,steroid tedavisi önerilirken, yeni kılavuzda ciddi yan etki ve tekrarın artışına neden olabileceğinden ani gelişen kalp zarı hastalığının tedavisinde ilk seçenek olarak tavsiye edilmemiş, yalnızca steroid içermeyen mikropsuz iltihabı baskılayan ilaç ve kolşisine yanıt alınamayan dirençli vakalarda kullanabileceği ifade edilmiştir. Steroid tedavi düşük veya orta dozda prednizon 0,2-0,5 mg/kg/gün veya eşdeğeri tavsiye edilmiş, hastanın şikayeti ve bulgular düzeldikten sonra dozun azaltılarak kesilmesi önerilmiştir. Doz azaltımında tekrar meydana gelmesi riski açısından kritik eşik prednizon için günde 10-15 mg'dır ve bu eşik değerde doz çok az ve yavaş azaltılmalıdır 2-6 hafta aralıklarla 1-2,5 mg. İlaç seçimi yapılırken kontrendikasyonlar, önceki kullanımda ilacın etkinliği, yan etkiler ve eşlik eden diğer hastalıklar dikkate alınmalı, kan sulandırıcı tedavi gereken hastalarda aspirin diğer steroid içermeyen mikropsuz iltihabı baskılayan ilaçlar tercih edilmelidir. GEBELERDEKİ KALP ZARI İLTİHABININ TEDAVİSİ Gebelerde kalp zarı hastalığı tedavisinde gebelik yaşı dikkate alınmalıdır. 20. haftaya kadar aspirin, steroid içermeyen mikropsuz iltihabı baskılayan ilaçlar ve steroidler, 20. haftadan sonra ise steroid içermeyen mikropsuz iltihabı baskılayan ilaçlar duktus arteriozus damar ve fetal böbrek fonksiyonları üzerine olumsuz etkili olduklarından yalnızca düşük doz prednizon kullanılabilir. Kolşisin ise gebelikte ve emzirme döneminde KULLANILAMAZ. EMZİRME DÖNEMİNDE LOHUSALIK DÖNEMİNDE PERİKARDİT TEDAVİSİ Emzirme döneminde steroid içermeyen mikropsuz iltihabı baskılayan ilaçlar ve prednizon verilebilir. YAŞLILARDA PERİKARDİT TEDAVİSİ Yaşlı hastalarda böbrek fonksiyon bozukluğu ve çoklu ilaç kullanımına bağlı oluşabilecek ilaç etkileşimleri nedeni ile dikkatli olunmalı, ilaç-doz ayarlamaları yapılmalı, kolşisin dozu yarıya indirilmelidir. NÜKS PERİKARDİT TEKRARLAYAN KALP ZARI HASTALIĞI Akut perikardit atağından sonra 4-6 haftalık bir iyilik dönemi sonrası şikayet ve bulguların tekrarlamasıdır. Tedavide standart iltihap karşıtı tedaviye mutlaka kolşisin eklenmelidir. Bu tedaviye yanıt alınamayan hastalarda düşük veya orta doz steroid verilmesi düşünülebilir. Ancak steroidlerin hastanın şikayetlerinde iyileşme sağlarken hastalığı artırabileceği de unutulmamalıdır. Yani steroid kullanılırken çok dikkatli olunması gerekir. MİYOPERİKARDİT KALP ZARI İLE BERABER KALP KASININ DA İLTİHAPLANMASI Kalp zarının iltihaplanması sonrası kalp kasının etkilenme derecesine göre belirgin kalp kası tutulum varsa perimiyokardit, hafif kalp kası tutulum mevcut ise miyoperikardit denir. Kalp kası etkilenmesinin olduğu tüm hastalara tanı amaçlı hastaneye yatış gerekir. Hastaya koroner anjiografi, kalp kası tutulumunu doğrulamak için ise kardiyak MR yapılması gerekir. Miyokarditte yapılacak tıbbi tedavi perikardit tedavisi ile benzer olup, aspirin 1500-3000 mg/gün, ibuprofen 1200- 2400 mg/gün, indometazin 75-150 mg/gün önerilmiş, steroid tedavisi aspirin veya aspirin verilemeyen durumlarda ikinci seçenek olarak tavsiye edilmiştir. Kalp kası etkilenmesinin olduğu tüm hastalara ani kalp ölüm riskinden dolayı en az 6 ay fiziksel aktivite kısıtlaması tavsiye edilmiştir. PERİKARDİYAL EFÜZYON VE KARDİYAK TAMPONAT KALP ZARINDA SIVI BİRİKMESİ VE KALBİN İŞLEVİNİ BOZAN ŞİDDETLİ KALP SIKIŞMASI Kalp zarı hastalarında az miktarda veya kalp sıkışmasına neden olacak kadar fazla miktarlarda kalp zarında sıvı izlenebilir. Kalpte sıvı birikmesiyle ilişkili şikayetler, kalp zarının içinde biriken sıvının birikme hızıyla ilişkilidir. Egzersiz sırasında nefes darlığı, sırt üstü yatınca artan nefes darlığı, göğüs ağrısı ve yutma güçlüğü, hıçkırık, ses kısıklığı gibi komşu organlara bası bulguları görülebilir. Kalp zarında sıvı birikmesinden şüphelenilen hastaların akciğer grafisi, EKO ve iltihap belirteçleri ile, kalp zarında sıvı birikmesi tespit edilen hastaların ise daha önce belirtilen yüksek risk kriterlerine göre değerlendirilmesi önerilmiş, öncelikle altta yatan nedene yönelik tedavinin planlanması tavsiye edilmiştir. İltihap bulguları mevcut ise tedavi kalp zarı hastalığında olduğu gibidir. KONSTRÜKTİF PERİKARDİT Konstrüktif perikardit, kalp zarının uzun süre iltihabı etkisiyle artık kalınlaşması ve bir zırh gibi kalbi sarması ve sıkıştırması sonucu oluşan kalp yetmezliğidir. Konstrüktif kalp zarı hatalığı gelişme riskini artıran durumlar - Virüsler - Kanserler - Bakteriler - Üre birikimi - Verem KALP ZARI HASTALIKLARINDA İLERİ GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ İlk basamak görüntüleme yöntemi EKO olup, etkin, güvenilir ve ucuz bir yöntemdir. Perikardiyosentez yani kalp zarı içinden ultrason eşliğinde iğne ile sıvı boşaltma işlemi, ile hastanın kalp zarı içindeki sıvı alınır ve incelenir. Böylece kalp zarında sıvı toplanmasına neyin neden olduğu bulunabilir. İkinci basamak görüntülemeler de ise, bilgisayarlı kalp tomografisi, kalbin EMARı, kalp anjio ve kateterizasyonu yapılabilir.
Omurilikte sıvı birikmesi neden olur?Beyin omurilik sıvısının birikme nedeni tıkanıklık, bebeğinizin sıvı emiliminde sorun olması kan dolaşımı tüm sıvıyı ememez ya da nadir olarak vücudun çok fazla sıvısı üretmesi olabilir. Hidrosefali doğuştan gelir ya da başka nedenlerle ileriki yaşlarda sıvısı neden alınır?Halk arasında belden su alma olarak da tanımlanan, beyin omurilik sıvısı incelemesi, menenjit, ensefalit, multipl skleroz gibi beyin zarı veya beyin iltihapları, beyin kanamaları, beyin veya omurilik tümörleri gibi hastalıkların tanısında baş vurulan bir yöntemdir. Lokal anestezi altında omurilik sıvısı kaçağı nasıl anlaşılır?BOS Kaçağı Tanısı Nasıl Konulur? Kafa travması veya burun ve sinüs bölgesinde ameliyat hikâyesi olanlar başta olmak üzere tüm hastalarda burundan tek taraflı olarak ve öne eğilmekle, ıkınmakla fazlalaşan berrak akıntı olması BOS kaçağı ihtimalini akla ye ne iyi gelir?Hidrosefali hastalığında ilaçla tedavi mümkün değildir. Tek tedavi yöntemi cerrahi müdahalelerdir. Bu cerrahi müdahaleleri sadece beyin ve sinir cerrahisi uzmanları gerçekleştirebilir. Cerrahi müdahalelerde birçok yöntem bulunur ve en doğru olan yöntem hidrosefaliye neden olan faktörlere göre içi basınç artışı nasıl anlaşılır?Bu belirtilerin hepsine birden kafaiçi basınç artışı sendromu KİBAS adı verilir. Genel belirtilerin en önemlileri baş ağrısı, kusma ve papilla kör nokta stazıdır. Bunlara daha seyrek görülen ama oldukça anlamlı olan zihinsel uyuşukluk, uykuya eğilim ve nabız azalmasını da eklemek omurilik sıvısının görevi nedir?Beyin omurilik sıvısının temel görevi mekanik ve immünolojik koruma sağlamaktır. Kafanızı bir yere çarptığınızda sarsıntının hasarını azaltır. Beyne patojenler girdiğinde bağışıklık hücrelerinin o bölgeye intikal etmesini kolaylaştırır. Bir yandan da nöronlar arasındaki atıkları sıvısı ne işe yarar?Beyin-omurilik sıvısı, serebrospinal sıvı veya nörolenf, beyindeki koroid pleksus kisti tarafından üretilen renksiz vücut sıvısıdır. Korteks için yastık veya tampon gibi bir işlev görmekle birlikte, kafatasının içindeki beyine mekanik ve immünolojik koruma sağlar.
. Akciğer zarında sıvı birikmesi nedenleri arasında gösterilen bu sorunlar aynı zamanda biriken sıvının miktarını da belirleyici olabiliyor. Akciğer zarında sıvı birikmesine yol açan pek neden bulunmakta ve bu nedenlerden kimisi akciğer hastalıkları olurken, kimiside akciğer dışı hastalıklar olmaktadır. Birçok akciğer ve akciğer dışı hastalıktan kaynaklı olarak husule gelen akciğer zarında sıvı birikmesinin nedenleri şöyledir Akciğer zarında sıvı birikmesi nedenleri Akciğer hastalıklarına bağlı akciğer zarında sıvı birikmesi nedenleri Verem Pulmoner emboli Akciğer zarı kanseri Akciğer absesi Zatürre Sarkoidoz Akciğer dışı hastalıklarıa bağlı akciğer zarında sıvı birikmesi nedenleri Böbrek yetersizliği Üremi Kalp enfarktüsü sonrası Romatoid artrit, Sistemik Lupus eritematosus gibi konnektif doku hastalıkları Ailevi akdeniz ateşi Yemek borusunda yırtılma olması Akciğer dışı kanserlerin plevra ve akciğere metastazları meme, over Ca gibi Yemek borusu kanserlerinin plevraya yayılması Karın zarında batın içerisindeki hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkan sıvının diyaframdan plevra boşluğuna kaçması, Troid hastalıkları Bazı ilaçların kullanılması Göğüse radyoterapi uygulanması Lenfomalarda göğüs içi lenf bezlerine ya da doğrudan plevraya yayılma Kardiak by-pass operasyonları sonrası Kalp yetersizliği Karaciğer sirozu Bir önceki yazımız olan Karaciğer iltihaplanmasına ne iyi gelir? başlıklı makalemizi de okumanızı akciger zarinda su sebep bulunmamak, akciğerde sıvı neden olur, cocukta zaature ve akcigerde sivi birikimi, kalp sıvı birikmesi. akciğerbirikmesinedenleri!sıvızarında
kalp zarı sıvı birikmesi bitkisel tedavisi